Pazar, Nisan 27, 2008

doğadan çayda stratejik hata!

Yaklaşık 35 yıl önce kurulmuş olan Doğadan, kendi kategorisini oluşturmuş, alanında lider konumda olan bir firma. Kuşburnu, Ihlamur, Form, Papatya gibi siyah çay dışındaki sıcak içecekleri poşet çay olarak piyasaya sunmuş ve kategorisini oluşturmuş, bununla da kalmayıp günden güne pazarı büyütmüş bir firma.

Geçtiğimiz eylül ayında, bir süredir sıcak içecek pazarına girmeyi hedefleyen Coca-Cola Türkiye tarafında satın alındı ve bir süredir yeni reklam kampanyalarında da duyurulduğu üzere kategorisini genişletmeye başladı.
Bitkisel, sağlıklı yaşam, saf, doğal, modern şehir yaşamı gibi anahtar kelimeleri bünyesinde barındıran Doğadan şimdi de "siyah çay" ürünüyle kendini tanıtmaya çalışıyor. Yazılı ve görsel basın için oluşturulmuş kampanyada, "bundan böyle Doğadan markasını siyah çay ile bileceksiniz" gibi riskli bir mesaj iletiliyor tüketiciye.

Alanında kendini ispat etmiş ve hatırı sayılır bir başarıya ulaşmış bir firmayı satın alıp, neden kendini bu kadar zora sokacağı işler yapıyor Coca-Cola, anlamak mümkün değil! Siyah çay pazarında ana kategori dökme çaydır ki lideri ÇayKur'dur. Demlik ve poşet çayda da Lipton birinci sırada.. Dökme ve diğer türlerde ikinci sıradaki firma Doğuş çay. Pazarda bulunan diğer iki oyuncu da Sabancı'nın Deren'i ile Ülker'in Natura'sı.

Bu kadar büyük oyuncunun olduğu bir pazara girmek cesaret işi. Zira, pazara girdiklerinden bu yana istediklerini elde edememiş Deren ve Natura markalarını görüp buna uygun tedbir almaları gerekirken ille de siyah çay diye tutturmanın alemi nedir? Coca-Cola, kendisini çok zorlayacağı bir hamle yapmış oldu böylece.

Piyasanın ve tüketicinin bildiği haliyle Doğadan, çok çeşitli bitkisel çaylarıyla oldukça sağlam bir konuma sahip. Siyah çay etiketi, zamanla Doğadan markasının bu özelliğini zayıflatacaktır!

Çünkü türk insanı, hem papatya çayını hem de kahvaltıda içtiği siyah çayı aynı markadan satın almaz!

Cuma, Nisan 18, 2008

vodafone geyiği

Başta kullandıkları 4'lü billboard çalışması gerçekten hoştu.. Uygulama ve görselin canlılığı, beni de ilk gördüğümde hemen etkilemişti.

Vodafone hattım olmadığı için, reklamlarda söylenenin nasıl uygulandığını pek anlayamıyorum. Vodafone hattı olmayanlar reklamı anlamasınlar mı? Ya da merak edip hat mı alsınlar mesela? Bu bekleniyor olabilir.

Ancak "geyik" kelimesinin konuşma tariflerindeki yeri pek de prezentabl sayılmaz. O yüzden "geyiğe doyacaksın", "vodafone'dan geyik" gibi sloganlar markaya olumlu yönde hizmet etmiyor.. Zira vodafone hattım ile ciddi bir görüşme yapamaz mıyım? Görüştüğüm herkesle "geyik" mi yapıyorum ben?

Gibi bir durum..
Vodafone'un daha önceki kampanyaları gibi; güzel bir fikrin tuzağına düşen reklamcılar...
Yine bir yanı eksik..